Her şeye bir cevabın mı var ?
Şu ana kadar karşımda anlatılanları çoğunlukla dinlemek yerine cevap vermeye hazırlandım.
Daha önce seninde çokça bunu yaptığını tahmin edebiliyorum.
Önceden öğrenilen davranış kalıpları bizim fikirlerimize saygı duyulmadığını hissettiriyor olabilir.
Bunun altında yatan ise yani kendi doğrumu savunmak yada bildiğimi göstererek üstte çıkmaktı.
Kendi doğrunu savunmak istersen karşında ki kişiye bir rakip gibi bakıp onun üstünden atlamaya çalışabilirsin.
Üstte çıkmaya çalışman ise kendi fikrini o an başka bir şey anlatılıyor diye aşağıda görmenden kaynaklanır.
Kabımız dolu iken yani cevap vermeye çalışırken zihni o an dinlemeye kapatıp argüman üretmeye çalışırız.
Argüman üreten bir zihin ise dinleyemez. Kendi fikrimizin önemsenmesini isterken asıl biz karşıyı önemsememiş oluruz.
Dinlemenin önündeki engelleri kaldırırsak ise bu yolda kocaman bir atmış oluruz.
Dinleyebilen ise aslında hayatın yardımlarını alabilen ihtiyacı biten şeyleri kolay bırakan olur.
Ulaşmak istediğimiz yer ise tamda burası işte!
Gerçekten Dinleyebiliyor Muyuz ?
Eril ve dişil, kelam bilginliği ve hayatın matematiği gibi atölye çalışmaları ile öğrendiğim bilgiler mevcuttu.
Böyle bir altyapı ile şu an gittiğim yoga eğitmenliğinde ise bazı yerlerde kibir yapmıştım.
Böylelikle dinlemeyi kapatıp benim kabım dolu ve dolduramassınız demiştim.
Yeni bilgiler öğrenmek ise bana yük olmaya başlamıştı.
Bu yüzden farklı insanların deneyimlerinden tam anlamıyla faydalanamamıştım.
Ben zaten biliyorum zannı ise insanın en büyük kibirlerinden ve kendine zararlarından biridir.
Şu an yoga eğitmenlik sürecinde ise bu yazı bloğunu ve edindiğim bilgileri instagram üzerinde paylaşmaya başladım.
Dinleme ve alabilme konusunda bu şekilde ilerleme de kaydediyorum.
Bir şey veriyormuş gibi gözüksemde aslında almaya alan açıyorum, hafifliyorum ve paylaşıyorum.
Bu konuları farkındalık boyutundan idrak ve içselleştirmeye taşıyorum.
Bir başka açıyla ise aynı anda çok şeyi almaya çalışmak yine aynı kapıya çıkıyor. Bu sefer de fazlaca almaya çalışırken içselleştirmiyoruz ve günün sonunda hepsinden bıkabiliyoruz.
Bizim burada yük bilgilerden kurtulma konusu ise uygulamak ve aktarmaktan geçiyor.
Öğrendiklerimizi daha iyi anlammak için kendimize uygulama alanı açabiliriz.
Talebi olana talep ettiği kadarıyla bilgi aktarımı sağlarken ise öğrendiklerimizi de pekiştiririz.
Ayrıntılar Bütüne Tesir Eder
İlişkilerimizde ve davranışlarımızda farkettiğimiz her ayrıntı bize projeksiyon ile bütün içinde nasıl olduğunu gösterir.
Bütünü değiştirmenin kolay yanlarından biri ise ayrıntıları değiştirerek bütüne tesir ettirmektir.
Elimizde olan küçük ayrıntı ve parçaları yaparken nasıl hissediyor ve davranıyorsak aynı şekilde bütüne o şekilde yansımaktadır.
Önceden öğrendiğimiz bilgilerin esaretin kalmak ise bize yeninin kapılarını kapatır. Burada önceliklendirilmesi gereken neyi ne kadar bırakmamız gerektiğidir. Biz burada neleri bırakıp yer açabiliriz ki yenisini alalım.
Farklı algılara her kucak açtığımız an kendimizi geliştireceğimiz bir basamağı görürüz.
Değerlendirmeleri kabul etmek en başta bize yarar sağlamaktadır.
Yeni Bir Bakış Açısı
Burada alma kapasitemizde eskiyi bırakıp yeniyi almak için;
- Bu öğrendiğim şeyin aynısı diye görüp düşündüğümüz anlarda kendimizi yakalamak
- Burada aynı veya farklı kişiden dinlediğimiz bu konuda yeni ayrıntılar yakalamak
- Bu ayrıntıları uygulayarak sindirmek ve talep edenlere aktarmak
Burada alma kapasitemizi genişletmek için;
- Öğrenmeye yaklaşımımıza heyecanı ekleyebiliriz.
- İçimizde heyecanı körükleyen alanlarda araştırmalar ve çalışmalar yapabiliriz
- Bir çoçuk gibi edindiğimiz bilgilerde kökenleri “neden” sorusu ile sorgulayabiliriz.
- Ayrıntıların gücünü kullanarak o ayrıntıyı dönüştürerek bütüne fayda sağlayabiliriz.