Sene 2020 ve bir yaz günü gelen telefon ile 50.000 TL bir borç isteği ile karşılaştım. Sadece ne için kullancağını sorup elimde olan bol paradan direkt arkadaşıma parayı verdim.
Arkadaşım zor durumda bile değildi sadece ek yatırımları için istiyordu. O zaman mert için o para değerli değil, fazlalık ve gereksizdi. Şu ana kadar çok önemi bulunmuyordu.
Süregelen zamanlarda ise borç istemye devam ediyordu çünkü direkt kolaylıkla ona parayı veriyordum. Bir zaman sonra bu olaya set çekerek hayır dedim.
Anlaştığımız zamanlar ödeme yapmadı. İlerleyen zamanlarda bu olaylar devam etti. Şimdi o ödünç verdiğim para gelmemiş olsa bile benim oradan aldıklarım var.
Başkalarını kazanmak ve kurtarmak, dışarıya iyi olma çabası ve ortamı kurtarmaya çalışmak travmatik bir durumdu. Bu olaylar ile karşılaşıp geçirince bunu görebildim.
Paramın önemine daha çok varmamı sağladı. Başkalarına doğru yerde hayır diyebilme yetisi kazanmama yardımcı oldu. İlerde daha büyük meblağları vermemi engelledi.
Her tecrübeden bir şeyler öğreniyoruz. Önemli olan bu olayları hazmedip alabildiklerimizi kabul etmektir. Sistem her türlü çalışmaktadır.
Şu andan itibaren ise üzülmeyeceğim miktarda bir parayı ödünç verirken benim ve verdiğim kişinin yararına kullanıldığını niyetiyle hareket ediyorum.
Madalyonun İki Yüzü
Kötü diye nitelendirdiğimiz olaylara ilk başta zihnimiz bizim neyi kaybettiğimize ve acı, aldatılma, nefret ve öfke gibi hislere odaklanır.
Burada belli başlı bazı problemler ile karşılaşırız;
- Kendimizi küçük ve aciz hissettiğimizde içimizdeki karanlığın çıkarak kabalaşabilmek
- Bir olayın kötüye gittiğini görerek tüm olayların kötüye gideceğinin zannı
- Kendimizi yoğun stres altına sokmak
- Elimizden varlıklarımızın alınıyor hissi
Gelin şimdi bu maddeleri biraz daha derinden inceleyelim.
Kendimizi koruma ve elimizden giden şeyleri geri alma sanrısında ise içimizde ki o karanlık taraf kaba bir şekilde vücut alıyor. İstemediğimiz veya sonradan kendimizi kınayacağımız hareketlere sebebiyet verebiliyor.
Bir tane kötü olayın sonrasında ise hep sözcüğünü kullanarak bildiğimize tutunmaya devam ediyoruz. Hep sözcüğü ile bildiğimiz yani güvenli ve kötü hissettiren durumu çağırabiliyoruz.
Kendimizi yoğun stres altına sokup o durumun veya halin sanki sonsuza kadar süreceği hissine kapılıyoruz.
Olayın içindeyken tam olarak farkındalık ile bakamayabiliyoruz. Nefret ve hüzün gibi hislere tutunmak bize daha kolay ve alışık geldiği için bunu yapıyoruz.
Yaşadığımız olaylarda o an neyin içinde olduğumuzu görmek o olayı atlattıktan sonra bakmaktan daha zordur. O yüzden geçmişin tecrübesine ve bilgisine başvuruyoruz.
Zor bir savaşta olduğun herkese karşı nazik ol.
Socrates
Bazı durumlarda bizim sevdiklerimize karşı bile nazik olmaya zorlanırken çetin bir savaşta olduğunu düşündüğün herkese nazik ol diyor.
İyi veya kötü diye nitelendirdiğimiz herkesin bize gelmesi hayatın bize gelmesinden başka bir şey değildir.
Bence bunu bize tüm olayların getirdiklerine biraz uzaktan bakarak ve varlıklı birinin yaptığı gibi aldığımız şeylere odaklanabiliriz.
Her olay ve kişinin bize getirdikleri o an belki zordu ve bizi üzdü.
Biz ondan aldıklarımıza farklı bir göz ile baktığımızda bu durum tamamen değişiyor.
Kendi hayatımızda bakış açımızı genişlettiğimiz sürece ortada ne savaş ne de barış diye nitelendirilen şeyler var. Sadece olanlar var. Kim hangisi almak istiyorsa onu alır.
Seyrettiğimizi gördüğümüzü hissettiğimizi algımızı nasıl istiyorsak ona çevirme gücü bizde mevcut. Bunun için biraz zamana emeğe ihtiyaç olduğu ise aşikar.
Zaman her şeyin ilacı demişler. Zaman ile farkındalıklarımızı idrak edeceğiz. Hayat yolunu yürüyüp büyüyeceğiz.
Bu olayları seyrederken sadece ne verdiğimize odaklanırsak ise şikayetleri arttırız.
Neyi aldığımızı ve ne kazandığımızı gördükçe büyürüz. Belki şimdi yaptığın ve bir hata olarak tanımladığımız şey ileride aynı alanda daha büyüğünden engelleyecektir.
Her şeyin bir hizmeti var. Bu olaylarında hizmetini görüp algılayıp idrak edip içselleştirip kabul edelim Bu kabule geçtikçe göğsümüzü genişleterek faydaya ve hayra büyüyelim.
Zihnimizin ters düştüğü ve fikir ayrılığında olduğumuz her insana karşı saygılı olalım. Bize düşündüğümüzden ve iyi davrananlardan çok daha fazla şey öğretebilirler.
Serin Sular
Zihnimizi, olaylara baktığı bakış açısını, neyi alıp neyi verdiğini tarttık. Burada kendimize faydalıyı nasıl alabiliriz ?
- Bu olaylarda farklı bakış açıları kazanıp geliştirerek kendimize cesareti arttırırız
- Daha yüksek bir bilinç düzeyine erişmek için bu olayların hizmetini görürüz ve ferahlarız.
- Verdiklerimiz ile aldıklarımızın farkına vararak hayatın matematiğini anlarız
- Olaylarda nereye kadar kontrol sahibi olduğumuzu idrak ederiz.
- Olayı yaşarken yürüdüğümüz yolun sonuçtan daha önemli olduğunu görerek deneyimlerimizi zenginleştiririz.
Neler Yapabiliriz?
Bu tarz durumlarda neler yapabiliriz ?
- Geçmişte bu durumlar karşılaştığımda hangi girdileri verdim sorusu şu an ki desenleri görmenizi sağlar.
- Şimdi yeni bir bakış ve bilgi ile nasıl geçmişin gücünü kullanırım ? sorusu bir değişkeni size değiştirir.
- Burada iç sesimizi ve hissiyatımızı anlamak ise bize fayda sağlar.
Yazının başında kendi deneyimi mi size aktarmıştım. Eğer bu olay ile yeniden karşılaşırsam ise nasıl davranabilirim gelin bir bakalım.
Yeni bir ödünç para isteğinde elimde bulunan rızkın benim zamanımın karşılığı olduğu ve aileminde payının olduğunu görüp emanete sahip çıktığımın farkında olmak.
- Yardım isteyen kişiye güvenim tam mı ?
- Geri ödeyebileceğini gerçekten düşünüyor muyum ?
- Benim para mi kullanacağı alan onun yetkinliği olduğu bir alan mı ?
- Bu para benim verip unutabileceğim bir miktar mıdır ?
- Duruma göre farklı bir yardım teklifi verebilirim.
Bu teklifi reddetmek ise insanları değil onların teklifini reddetmektir.
Bu konularda onlara değil kendime bir açıklama yapmak ise yeterlidir.