İlk adımını atmaya var mısın?
Karar vermek şu ana kadar çok insan için sancılı bir süreç olmuştur. Bu süreç sonrasında pişmanlık duymak ise ayrı bir bakış açışını bize gösterir.
Karar mekanizmasında bu aşırı düşünme ve pişmanlık süreçlerini aşmaya yardım edici birkaç görüş paylaşmaya çalışacağım.
Hayatta şimdiye kadar bazı kararları çok ani bazı kararlarıda çok düşünerek ve erteleyerek verdik. Çok ani verilen kararlar ile çok düşünerek verilen kararlar arasında pek bir fark yok diyebiliriz.
Ya hazır olmadan bir sürece girmek ya da trenin ucundan yakalamak gibi düşünebilirsiniz.
Biz kendi biletimizin olduğu emin adımlarla ilerleyerek bir trene binmek istiyoruz. Bir şeyi kaçırıyormuş hissine kapılarak(FOMO) ya da boş vermiş bir şekilde davranmak yerine mantıkla hissiyatımızı birleştirmek bize daha sağlıklı kararlar verdirecektir.
Bir tutam ne hissettiğimizi ve bir tutam mantığımızı zihin yoluya ortaya koyarsak karar verme işinin çoğunu halletmiş oluruz.
İlk başta yanlış veya doğru bir karar yerine kendi seçimimiz olduğunu anlayalım. Ne karar verirsek verelim öğreneceğimiz şeyler olduğunun bilincinde olalım. Verdiğimiz kararlarımız ise bize iyi ki dedirtsin.
Karar verirken belirsizliği kucaklamak ve hayata heyecan rolünü katmak bizi canlandırır. Hayatın deneyimlerini güzel bir şekilde tattırır.
Burada kendi isteklerimizi tanımak ve gerçekten ne istediğimizi bilirsek karar vermek kolaylaşır.
İsteklerimizi tanımaya başladıkça karar vermenin kolaylığı ve hafifliğini görmeye başlayacaksınız.
Düşün düşün nereye kadar?
Ne çok düşünmek ne de az düşünmek yararlıdır. Çünkü ikiside endişeyi kolay uyandırır.
Bu aşırı düşünmenin ardında yatanlar nelerdir ?
- Zihin üzerinde iki seçenek yaratıp hangisi doğru diye düşünmek
- Hata yapmayı dünyanın sonu gibi görmek
- İlk adımı atma kısmında zihnin yapamayacağına inandırması
- Kendini başkaları ile kıyaslayarak doğru ve yanlışlar üretmek
- Bir sonuca ulaşınca yaptıklarının pişmanlığını öne sürme
- Gelecekte bir yere varınca oluşturacağı geçmişten şikayet etmek
Eğer endişeli bir hale bürünürsek gelecek ile karar vermek yerine olduğumuz yere kendimizi çapalarız. Elimizdeki seçenekleri değerlendirmemek ise bizi hayattan alıkoyar ve geciktirir.
Şu ana kadar çokca istemediğimiz kararlar vermişizdir. Bu istemeyen kararları isteyeceğimiz şeyleri yapmak için vermiştik. İstemediklerimizi farkedip geçmişin gücünü kullandıkça istediğimiz yolda ilerleyebileceğimizi görürüz.
Bu kararsızlık ise bırakamamanın vücüt bulmuş bir halidir. Bildiğin bu eskiyi bırakmadıkça yerinde sayıp sadece şikayet edersin. Diğer tüm olasıkları eleyemez ve açgözlü bir şekilde davranırsın.
Diğer bütün olasılıklarını reddetmenizin nasıl güçlü bir his olduğunu ve aslında karar verememenizin nedeninin bu olasılıkları red edememek olduğunu anlasanız daha kolay karar verir miydiniz ?
Tüm olanlar olacaktır. Senin seçtiğin yolda nasılını belirlemek önemlidir.
Her yolun gülü ve dikeni mevcuttur. Sen bir yolu seçerken bu ikisinide kabul etmiş olursun. Gül için eline batacak dikenlerden haberdar ol.
Yanlış mı Doğru mu?
Yanlış veya doğruyu bir kenara bırakırsak bizim burada düşünmemiz gereken şu anki aklımla bana neyin iyi geleceğini görüp uygulamaktır.
Koyduğum hedef için bu beni geri mi ileri mi götürür ?
Hayat keşiflerle, denemelerle ve bilinmezliklerle var olur. Hayatı hayat yapan budur. Her şeyin sonunu tahmin etmeye veya bilmeye çalışan insanoğlu ise merak ve heyecanını bir kenara koymuştur.
Hayatımıza heyecanı ne hiç plan ile ne de çok plan ile katabiliriz. Geleceğin iskeletini kurup içini yaradana teslim edersek daha kolay karar veririz.
Biz kararlarımızı uygulamak ve hayata geçirmek ister miyiz konusunda düşünmeye başlarız. Burada çalışan şey ise yanlış yapma korkusudur. Farklı bir açıdan bakarsak yeni bir oluşuma adım atmaya yakın eskiyi bırakmak zor gelir.
Aldığın nefesi ve şu an varlığını hisset. Tam ve bütün halde bir yere varmadan buradasın. Hayat sensin. Yol sensin.
Varlığımızın biricikliği bizi burada besliyor. O zaman kimin yanlışı veya doğrusu senin hayatında olabilir ? Kimsenin.
Neyi istemediğinizi görüp neyi istediğinize odaklanın.
Kimin Bu Gözler?
Dünyaya kimin gözlerinden baktığını tekrardan düşün. Annenin mi? Babanın mı? Başkalarının mı?
İş, eş, ortam ve mekan seçimlerin kimin gözlerinden birdaha bak. Kimin hayatını yaşıyorsun sence? Bu oyuna hala devam etmek istiyor musun ?
Babana annenin gözünden bakıp mı yargılıyorsun? Ya da annene babanin gözünden mi bakıyorsun? İlişkilerinin köprü görevi mi görüyorsun?
Tecrübe sahibi yakınlarımızın fikirlerini ve görüşlerini almak ve işlemek önemlidir. Aynısını uygulamak zorunda değiliz. Biz kendi seçimlerimizi ve halimizi istediğimiz yöne dönüştürebiliriz.
Verdiğimiz kararların başkalarının görüşlerini ne kadar taşıdığını sorgulamak kendimize özgü yollar açmamızı sağlar.
İşimizi ortamımızı kendimi özgür irademizle seçmek için adımlar atabiliriz. Karar verme irademizi dışarıdan ziyade kendi içimize çevirdikçe daha rahatlarız.
İnsan alıştığını sürdürmek ve konfor alanını devam ettirmek ister. Kurduğu ortamı ve ilişkileri korumak ister. Az sevildiğin zannını bııraktıkça gerçek sevgiyi kendimiz meydana gelen ve kaynağına dönecek bir duygu olarak göreceğiz.
Şu ana kadar başkaları ile ortamını korumak için kendinde engellediğin yerleri gör. Aynı ortamdayken itiraz edebilir, kendi görüşünü belirtebilir veya farklı şeyleri dile getirebilirsin.
Onlar yerine de karar vermeyi bırak. Kim olursa olsun sen kendin gibi davranınca onlar senin yanında durmak istemiyorlarsa kendi kararlarını verebilirler.
Ne kadar çok başkalarının kararlarınıı vermeye çalışıp ortamımızı korumaya çalışırsak enerjiyii dışa veririz. Kendi kararlarımız ve hareketlerimiz için enrjimizi harcayamayız.
Bu yüzden istediğin yolda yürümenin kolaylaştırıcılarından biri enerjini içe çevirmektir.
Böylelikle istediğin yolda ilerlerken bu bilinç ile bakmak ise;
- Karar vermeni kolaylaştırır
- Yolun farkında olup olmadığın ne zorluğu varsa metanetle göğüsletir
- Yaşanılan olayları birer basamak olarak gösterir
- Harekete geçmeyi kolaylaştırır
- Hayatın iskeletini sağlam bir şekilde kurdurur
Neler Yapabiliriz?
Buraya kadar belli bir yol katettik. Ne şekilde hareket edersek neler kazanabileceğimizi gördük.
Tüm konuştuklarımızı toparlayalım ve adım adım kendimize bir yol çizelim.
- İlk başta insanlar istemeden buyurgan şekilde onlara yaptırdıklarına göz at.
- Bu alanlarda sadece talep ettiklerini veya tavsiye isterler mi diye sorarak ilerle
- Bu güne kadar karar verdiikten sonra neleri istemediklerini listele
- Bu istemediğin şeylerin üstünü çizip yanıına istediğin şeyleri yaz
- Bu istediklerin için uzun vadeli ne ortalama bir plan çıkar
- İşte hazırsın. Tek yapman gereken sürece güvenmek ve dış sesleri kendi lehine kullanmak.