Stres İşe Yarar!

En ufak bir olayda kendini sıkıştırma ve zorlamaların bir şeye yetişme çabasıyla seni tüketmişti. Bunu alışkanlık haline çevirmiştin. Alıştığın şeye ise gözlerini kapamıştın.

Sen bu şekilde hareket edebiliyordun. Kendini sıkıştırmak ve zorlamak senin için kolay olandı.

Farkındalıksız bir şekilde uyguladığın stres ise sana zarar vermişti. Alarm modunda çalışan vücüdun yoruldu ve yoruldu.

Bu durum senden enerjini çalmıştı.

Böylece kendini sıkıştırmak senin için bir noktada zorunluluk haline gelmişti.

  • Son anda işlerini tamamlamak
  • Ödevini son dakika yapmak
  • Bir yerlere son saniye yetişmek

Senin normalin olmuştu çünkü zihin alıştığı şeye tutunmak ister. Dışarıda bir kimse, bir bağ veya bir objeye bağlanmak ister. Sonra bu bağı korumak ister.

Burada senin stres ile olan ilişkinde açığa çıkmaya başlar diyebiliriz.

Burada bu aşırı stres ile sürekli devam etmek istersen vücudun uzun süre tetikte kalır.

  • Kendine dinlenme alanı yaratmamak,
  • Kendinle vakit geçirmemek
  • Nefes pratikleri
  • Parasempatik sistemi çalıştıran yin yogayı hayatına almamak

Bu fazla stresin hayatından gitmemesine sebeb olmuştu.

Konfor alanında kalmak istediğinde bu tarz stres inmeleri ve çıkmaları ile kendini sarstın.

Şimdi ise o aşırı stresi hafif ve sağlıklı bir hale getirebilirsin. Bağımlılıklarını ise sağlıklı bağlara dönüştürebilirsin.

Ayrıca burada keyifli şaşırma ve dinginlik halleri yerine başarı korkusunu koymuştun.

Bu korkuları süreçte iyice öğrenmiştin. Zihninin kalıpları ile bunları endişeye çevirmiştin.

Endişeler ve korkular bu stres ve hareket döngüsünü devam ettirmişti.

Bu döngüyü kırmak ve sağlıklı stresi hayatına almak ise çok kolaydı.

Haydi gel bu korku ve endişeleri sağlıklı şaşkınlıklara ve ilerleyişlere çevirelim.

Kemirgen Sabırsızlık

Sabırsızlığın çıkış noktası baktığında hayatının keyfini alamamıştın.

Sabırsızlık ile yaklaştığın bir olaydan diğerine geçtiğinde ise o sabırsızlık geçmeyecektir.

Bir taraftan ise diğer bir anın içinde kaybolduğun döngüye devam etmek istersin.

Hayatın tadı ve keyfini bir sonraki andan almaya çalışmak ise vücudu yiyip bitirmişti.

Sanki sen o an içinde değilmişsin gibi seni düşünme haline sürükledi. Bu düşünme hali ile dünya da var olmaya ve köklenmeye çalışmıştın.

Aslında zihnin bakış ve etiketlerini bıraktığında sen keyif almaya başlarsın. Spordan, oyundan, çalışmaktan veya sadece var olmaktan. Sen sadece bu zihinden ibaret değilsin. Hatırla!

Bu şekilde devam etme isteği ise sabırsızlığın hemen sonrasında gelen şikayet hissini arttırmak istemendir.

Şikayet ve sabırsızlık döngüsünü ise sende hüzüne yol açmıştır. Çünkü hayattan tad alamayan yanın bu dünyayı hüzünlü görmekteydi.

Bu duygu durumların içinden geçmek için yapabileceğin şey ise kaynağı beslemeyi bırakmaktır.

Sonuçlar ve açığa çıkanlar yerine kaynağı beslemeyi bırakman bu durumu kökten çözecektir.

Sabırsızlığı besleyen dünyaya olan öfkendi. Bu öfkenin altında yatan ise senin büyük diye gördüğün korkularındı.

O yüzden bu korku kaynağını beslemeyi bırakmanın ucu kontrolü bırakmaktan geçiyor.

Yani ateş elementinde gibi gözüken sorunun aslında su elementindedir.

Su elementinde açığa çıkan korkular ise toprak elementinin dengesizliğinden kaynaklanır.

Bu olaya sabırsızlığı sonuç olarak görüp baktığımızda ise

  1. Toprak elementinde gerilim ve kontrolcülük ortaya çıkmıştı
  2. Bu kontrolcülük su elementinde korku ve endişeleri açığa çıkarmıştı.
  3. Bu korkular ise ateş elementinde sabırsızlık ve acımasızlığa neden olmuştu.

Peki bu sonuçtan geriye yani kaynağa doğru gittiğimizde toprak elementini gördük. Şimdi kaynakta çıkan bu durumun faydasını alıp iyileştirmek bizim elimizdedir.

Ne kadar aşırı kontrolleri bırakırsan hayat sana o kadar güvenini sunacaktır.

Gerilen vücudunu esneterek yumuşat. Aşırı strese giren zihnini kendine telkinlerinle rahatlat.

Hayata güvenmeye şimdi başka çünkü buna ihtiyacın var.

Hayatın sana her yeni gün nefesini, tatmayı ve buluşmayı sunuyor. Hangi açılardan bakacağın sende başlıyor.

Kendi varlığını ilk başta senin görmeye, koşuşturmanın ötesinde yaşadığını hissetmeye ihtiyacın var.

Kendi seçtiğin hayat planına güven. Yolun nereye ve nereden gidildiğini en iyi sen biliyorsun.

Hayata ve kendi varlığına güven. Bugüne kadar nelerin içinden geçtin dön bir bak.

Şimdi biraz yavaşla ve kendini hayatını gözlemle. Ne kadar güzel hayatın desteği ve öğretileri ile buluştun fark et.

Hızlı davrandığında tüm bunları göremiyordun. Şimdi ise biraz yavaşla.

Hızlı davranmak seni yavaşlatır. Bunu kendine hatırlat!

İlk başta sana çok saçma gelebilir ama sadece fark et.

Hızlı davrandığında kaç kere aynı işin başına döndün ?

Farkına varmadan bir şeyleri unuttun ve evden çıktın. Defalarca kez döndün ve eksikleri aldın.

Sürekli bir rahatlık arayışı seni cennetin içinde olma zannına sürükler. Onun huzurunda olmak ise hem dişil hem eril yanını kucaklama ile olur.

Tam orta yolda olmak senin zamanını değerlendirir.

Orta yolda yürümek ise her gün bir noktaya damlayan su taneleri gibidir. Kararlı ve devamlı bir şekilde hareket eder. Ne çok hızlıdır ne çok yavaştır. Tam kararındadır.

Bir şeye yetişme çabasından yoksundur. Sadece işi hakkıyla ve güzellikle yapar.

Sadece tek bir işe odaklanarak elinden geleni yapar. Yaptığını ise yaradana teslim eder.

Yakalamayı Bırak

Sürekli başka bir işi kovalamak ve onu arzu etmek seni senden alıkoymaktadır.

Kovalama halinden doğru çaba haline geç. Ne çok az ne çok fazla çaba göster. Tam ortasında ol.

Her gün gösterdiğin o çaba bir süre sonra disipline dönüşecek.

Bu disiplin ise senin iradeni kuvvetlendirecek. Kuvvetlenen bu iraden disiplinini besleyecek.

Bu ikili döngüde başlangıç noktası disiplin hareketini başlatmaktan geliyor.

Kendini şu anın içinde yaptığın şeye odakla. Böylelikle kendin gibi akış halinde en iyi şekilde üreteceksin.

Sonuçları bırak ve sadece yapmaya odaklan. Neyin gelip gittiğini bırak. Sadece elinde bulunan ile en iyisini yap.

Başarmayı veya hata yapmayı, kazanmayı veya kaybetmeyi günün sonunda aynı gör.

Sonuçları kovalamak ile zihninin bir diğer yapacağın işe gitmesi aynıdır. Bir şeyi elde etmek için onu yapmaktan sakın.

Stresin genelini kötü diye adlandırmaktan sakın ve hafif stresin içinde büyü.

Burada hafif stresi kullanmak senin faydan içindir. Bu stresi bir itici güç ve odaklanmanı sağlayacak bir araç olarak kullan.

Her şeyin fazlası zarar dediğimiz noktada stresinde fazlası zarardır. O yüzden bu hafif strese bakışını başka bir yönden yap.

Çünkü bir tarafın işleri sıkıştırmayı ve çok fazla stres ile çalışmayı seviyor. Bu alıştığın yönünü kimden aldığını hatırla. Sana uygunluğunu tekrar ölç ve yeniden nasıl ilerleyeceğini seç.

Kendi sorumluluklarını yerini getirmeye odaklan ve bu süreç içinde gözüne büyük gelen şeylere yeniden bak.

Yapamam dediklerine başladıktan sonra nasıl da yaptın!

Sen sadece adımını at ve başla. Gerisi süreç içinde gelecek.

Eminlikte ol.

Elimizde Ne Var?

Kendini sıkıştırdın ve zorladın. Şu ana kadar alıştığın o yüksek stres seviyesinde iş yapmayı biliyordun.

Sana tanıdık gelmeyen o hafif stres ile bir şey yapmak yabancı geliyordu.

Şimdi ise sorumluluklarını ve söz verdiklerini zamanında günü gününe yapabilirsin.

Her gun bir noktaya düşen su damlaları ile aynı yere bir kova su boşaltılmasını düşün.

Her gün yaptığın ve o az zannettiklerin asıl gelişmeyi sağlayanlardır.

O yüzden emeğini ve enerjini nereye aktarıyorsun yeniden bak!

Gözünde büyütmeyi bırak ve o işe başla. Zamanla bunu mu gözümde büyüttüm diyeceksin.

Yin Yoga

Şimdi adım adım kolaylık ve fayda ile yürüyebilirsin.

Hafif stresi kullanmayı yin yoga yaparken de öğreniyoruz.

Adım adım kolaylık ve fayda ile ilerle. O konforun eşiğinden atlamayı içselleştir.

Matta ne varsa hayatta o, içeride ne varsa dışarı dediğimiz yerde benzeri vardır.

O yüzden gel matına ve kendine bak. Hayatta göremediklerini matın sana göstersin.

Yin Yoga dersleri hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsin.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top